Adnan Albayrak Şimşek Siyasetçi Yazar

Adnan Albayrak Şimşek Siyasetçi Yazar

Siyasetçi Yazar Adnan Albayrak Şimşek
[email protected]

ASRIN HUBELLERİ KARŞSIN'DA TEVHİDİ DURUŞUN ANA YASASI

20 Şubat 2024 - 14:50 - Güncelleme: 20 Şubat 2024 - 14:53

ASRIN HUBELLERİ KARŞISIN'DA TEVHİDİ DURUŞUN ANA YASASI

 
                                     Benim İLAHLIGIMI kabul eden Kullarım olarak sizlere
                                                   ALLAHINIZ OLARAK VADİM,
İLAHLIGIMA YAKIŞAN KULLARIMA ,İLAHLIGIMA YAKIŞAN AGIRLAMAMDIR,
BENİM SONSUZ SALTANATIMDAKİ,SONSUZ ZENGİNLİĞİM İLE
HAYAT VEREN OLAN OLARAK BÖYLE KULLARIMA, VERDİĞİM HAYAT İLE ,
ONLARI ÖLÜMSÜZLEŞTİRECEGİM SONSUZ HİKMETİMLE.
       Yüce Rabbimiz, insanın varoluş gayesini idrak etmesine yol göstermek için görünen âlem üzerinden
kevni ayetlerle mütemadiyen örnekler vermektedir. Nitekim “Gökleri ve yeri yaratan, gökten su indirip
onunla size rızık olarak türlü türlü ürünler çıkaran Allah’tır; izni ile denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize veren,
nehirleri sizin için faydalı olacak şekilde yaratan O’dur...” (İbrahim, 14/32-33.) ayeti böyle bir hakikate dikkat çekmektedir.
Diğer yandan sahip olduğu nimetlerden insanın hesaba çekileceği de Kur’an-ı Kerim’de:
“Nihayet o gün nimetlerden elbette sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür, 102/8.) ayetiyle çarpıcı şekilde ifade edilmektedir.
Dolayısıyla gökler, yer ve ikisi arasında mevcut olan hiçbir şey
“boş ve gayesiz” (Sad, 38/27.), “oyun ve eğlence” (Enbiya, 21/16-17.) olsun diye yaratılmamıştır.
    “Yaratılış gayesi” insanoğlunun tarih boyunca cevabını aradığı en temel sorular arasında yer almıştır.
Beşerî ilimler ve ideolojiler de bu konunun üzerinde durmuş, bu konuyla ilgili sorulara cevaplar aramıştır.
Fizik, kimya, biyoloji, astronomi, kozmoloji gibi tabii ilimlerden felsefe ve mantık gibi akli ilimlere kadar birçok
ilim dalı ile varoluşun hakikati anlaşılmaya ve anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Ancak varoluşun insan idrakini aşan bir boyutunun olması,
varlığın müteal/aşkın yönünü dikkate almadan bu konuda ileri sürülen görüşleri teoriden ileriye götüremediği
gibi evrensel bir kabulü de sağlayamamıştır.
     Kur’an-ı Kerim, insanın yaratılış gayesine yönelik soruları en genel ve açık şekliyle;
Allah’a ibadet,kulluk ve Allahı ilah olarak tanımak,olarak izah etmektedir. (Zariyat, 51/56.)
    Evet asıl mesele bu.İçinde bulundugumuz insanlık asrının sonlarına yaklaştıgı şu zaman içerisindeki dunya insanlıgının savaşı
Bunu anlamayan ve anlayarın arasındaki,Allahın hakkının,Allaha iadesi meselesidir.
Dünya insanlıgının uluşlar arası boyutundaki savaşın ana sebebi,
    Ana sebebi dedigimiz olayın, İnsanların içindede heva ve hevesleri ile huzuri ilahiden kovulmuş,
İblisin yani Şeytanın yolunu secen kullar ile Hayatımıza,kendi zatından hayat verenın kulu alemleri kendi koydugu kanunlar
cercevesinde terbıye eden Allah'oldugunu iddaa eden kulların arasındaki mesele,
   Allahın varlıgını ,kainatta yeryuzunde yaşarken tanımak kabul etmek,varlıgına itirazın olmadıgı, olarak her ve hareketimizden tutun
 insan olma adına en dogru kurullar manzumesi Allaha aittir diyenler arasında ki insan ve insanlıgı yaşadıgımızın farkına varabilmektir.
Allahın koydugu kurallar içersinde yaşanlar arası Allahı tanımaktır.
  Yoksa Kuru kuruya,tabirde hata olmaz ise putperestlerde Allah var dıyorlardı..İnkar etmiyorlardı ki,sadece
Göklerdeki Allahı göklerde kalmasını, İnsanların işine karısmamasını,Göklerden koydugu kararlarla bizi yönetmesin,bizler bır hüküm kuralım
bu hükümlerde ayrılıga düştüğümüz meseleleri Gökteki Allahla irtıbatlı olduklarına inandıkları putlarına anlatsınlar,
bu putlarda,aracılarda, gökteki Allahla görüssünler,Gökte Allah ne karar verdıyse ,bu kararı putlar bize söyler, bu putlarda taştan tahtadan yapılmış olduklarından direk bize anlatamaz,O putunda kendisine adanmış insan kutlu varlık olan putun hızmetkarı olarak kabul ettiğimiz ruban sınıfına söyler
ruhban sınıfı olan ,rahipte halka acıklar inancını savunmaktalardı,
Yoksa öyle olmasa Hz.Muhammed (a.s) ın getirdiği İlahi emirlerin sonuncusu olan İSLAM inancına niye karsı gelsinlerki.
Hz.Muhammedin getirdiği,inanç ve yaşam biçimi olan İlahi nizama karşı, sermeyanin,kapital gücün sahibleri,otorıtenın sahipleri,
toplumları toplum adına yönettiğini söyleyen ekabırı olan zümre,
   İşte Hz.Muhammedin getirdiği son İLAHİ MESAJ olan Kuranda (Zariyat, 51/56.)
Allah’ı tanımak,varlıgına itiraz etmemek,''O''nun otoritesine boyun egmek Rıza gösterek,''O''nun karsısında acziyetini dile getirme,
yaratan olmadıgının gercegı karsısında, yaratıcının ''O''nun olduguna, yaradanın, yaratma hakkının karsısında ,yaradılmış olarak onun terbıyesi altında onun zatına yakışırcasına,zatının karsısında ona ibadet etmek oldugunun bilincinde olanların mükafatlarının ne oldugunuda yine Hz.Allah müjdeliyor bizleri
                                Benim İLAHLIGIMI kabul eden Kullarım olarak sizlere
                                                   ALLAHINIZ OLARAK VADİM,
İLAHLIGIMA YAKIŞAN KULLARIMINA ,İLAHLIGIMA YAKIŞAN AGIRLAMAMDIR,
BENİM SONSUZ SALTANATIMDAKİ,SONSUZ ZENGİNLİĞİM KARSISINDA,
HAYAT VEREN OLAN OLARAK BÖYLE KULLARIMI, VERDİĞİM HAYAT İLE ,
ONLARI ÖLÜMSÜZLEŞTİRECEGİM SONSUZ HİKMETİMLE
 Al-i İmran Suresi, 198. ayet: Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi kalacakları- cennetler vardır.Ebedi cennet hayatında, İlah olarak beni tanıyarak kendilerine iyilik yapanlar kullarım olacaktır.
Allah'ınız olarak benim Katında en hayırlı kullarım bunlardır hitabına mazhar olan KULLAR olma temenlisi ile.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum